Roger Federer
Daha kariyerinin ortalarında yeryüzüne gelen en büyük tenisçi ilan edilen Roger Federer 2008'de zorlu bir sezon geçirdi. Tabii onun bu zorlu sezonu için tüm kariyerini feda etmek isteyecek bir sürü sporcu vardır: 4 grand slam turnuvasında 2 final 1 şampiyonluk. Ama sözkonusu "yenilmez" Fedex olunca işler biraz değişiyor, adam 2002-2007 arasında grand slamlerde o kadar inanılmaz bir kariyere sahipti ki, sert kortta maç değil set alan adam ilk 5'e giriyordu ATP sıralamsında:) Toprakta da Nadal hariç herkesi yenip finalde Nadal'a boyun eğiyordu. O ana kadar kortlarda görülmemiş bir kompleks oyun tarzına sahipti; rakibin sürekli çalışabileceği, daha zayıf olan hiçbir yönü yoktu. Böyle ballandıra ballandıra anlatıyorum ama kesinlikle bir Federer fanı değilim, genelde bir sporu bu kadar domine eden oyunculara hep gıcık olmuşumdur(Misal Jordan).
Federer geçen sene sakatlıkların da biraz etkisiyle uzun bir süreden sonra sallanmaya başladı. Avustralya Açık'ta yarı finalde Novak Djokovic'e 3-0 yenildi. Zaten hiç sevemediği ve en az başarı sağladığı grand slam olan Roland Garros'ta yine finaldeydi, karşısında yine belalısı Nadal vardı, yine yenildi; ama bu sefer direnemedi bile. İlk iki seti kaybettikten sonra son seti 6-0 verdi, bu onun yaklaşık 8 yıldır ilk 0-6 lık setiydi. Kalesi olan Wimbledon'ı da epik bir mücadeleden sonra Nadal'a finalde kaybeden Federer, yıllar sonra ilk defa bir seneyi büyük turnuva kazanamadan kapatacaktı ki Amerika Açık imdadına yetişti. Aslında Amerika Açık mı yoksa Andy Murray mi imdadına yetişti bilinmez, çünkü finalde Nadal'la karşılaşsa bu kadar rahat olamayacağını çoğu otorite söylüyor.
Bu kupa eski Federer'in geri dönüşünün müjdesi diyenler de vardı, nitekim 2009'un başında Avustralya Açık'a fırtına gibi girdi. Sadece Berdych maçında zorlanan Federer, diğer tüm maçları 3-0 alarak göz korkutsa da finalde yine Nadal'a 3-2 kaybetti. Turnuvanın özellikle son maçlarını izleyen birisi Federer'deki Nadal sendromunu bilmese finalde Nadal'a pek şans vermezdi galiba, çünkü Nadal kendini çok geliştirmesine rağmen hala sert kortun bazı inceliklerini sahaya yansıtamıyor; orta düzey servisi var ve winnerları hala zayıf. Ama en büyük silahı bitmek bilmeyen enerjisi ve müthiş savunma oyunu olan İspanyol bu turnuvada da Federer'i yenme başarısını gösterdi.
Şimdi Federer'in gerçekten en büyük olup olmadığı tartışılıyor. En önemli rakibiyle oynadığı maçlarda bu kadar az kazanan bir oyuncu en büyük olabilir mi, bu cidden tartışılması gereken bir konu. Ama Federer'de de Nadal sendromu olduğu bir gerçek. Oynadıkları çoğu maçta her zaman yaptığı şeyleri yapmaktan uzak, silik bir oyun ortaya koyuyor. Bu senenin takvimi ilerledikçe herşey daha net gözükmeye başlayacak, Federer'den Fransa'da pek birşey beklemiyorum ama en azından Wimbledon'da kupasını geri alması gerekiyor gelmiş geçmiş en büyük olmaya giden yolda.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder