Düm Tek Tek


Hadise'nin Belçika topraklarında doğan bir Türk kızı değil de, Cailfornia'da doğan bir Amerikalı olsaydı bugün dünyaca ünlü olabileceğine inananlardanım. Belçika'da oldukça sükse yaptıktan sonra köklerinin bulunduğu yerde de meşhur olmak isteyen Hadise Açıkgöz, daha önce Belçika 2 kez teklif etmesine rağmen Türkiye adına Eurovision'da yarışacak. Şarkısının ismi Düm Tek Tek. Şarkı güzel, Hadise güzel, yarışma da güzel güzel geçerse ilk 3'ü garantiledik diyorum ve kazanmak için en güçlü adaylardan biri olduğumuzu ekliyorum. System of a Down da büyük ihtimalle Eurovision 2009'da yer almayacak, siyasi içerikli(içeriğini tahmin ediyorsunuzdur aşağı yukarı.) bir şarkı söylemek istemişler, Eurovision'da da siyasi içerikli şarkılar yasak olduğundan Hadisemizin hadise yaratmasını engelleyecek önemli bir engel daha ortadan kalkmış bulunmakta.

Neden bu kadar önemliyse bu dandiri yarışma bizim için? Bilmiyorum ama önemli işte, "Almanya yenilince biz de yenik sayıldık" mantığını nasıl beynimize işlemişsek, "Eurovision'da derece" arzusu o derece mühim bir özellik bizde. Neyse, 75 milyonun yüreği seninle Hadise(son izlediğim televizyon programında takribi rakam 75 milyondu valla, ben onların yalancısıyım.).

Olá de Portugal




Sevgili blog takipçileri, İsveç akademisi değerli üyeleri, kahraman Romalılar, gereksiz emokidler ve liseli balıklar ;

Portakal'dan herkeze merhabe. Kendi bloglarıma vakit dahi ayıramayan bendeniz, artık burada Gökhan arkadaşımızın yanında aradaki 3000 kilometreye rağmen stajer yazar olarak takılacağım. Umarım vakit ayırabildikçe ve klavyem döndükçe keyifli işlere imza atarız.

İyi eğlenceler


ps : Çalışma şartlarını konuşmadık daha, sodexo isterim, akbil (andate) isterim, varsa emekli sandığın falan onu da isterim.
ps2 : Oscar konuşması gibi girmişim olaya, film afişini o nedenle koydum. Ayrıca yeni fark ettim merhabe ne lan. Öztürk Serengil tadında yazmışım haberim yok. Şepkee, şepkemin altında ayakkabılarımın üstündeyim. Nikeleaeejj .

Thomas Brezina


Küçüklüğümüzün aksiyon harikası kitaplarını yazan adamdır Brezina. Dört Kafadarlar serisini iki çocuktan biri okumuştur herhalde. Bugün durup dururken o seri aklıma geldi. Aksel, Lilo[Lieselotte(bunu kesin yanlış yazdım, çikolata markası gibi oldu)], Dominik, Poppi[Paula(bu doğru)]. Bizim neslin çocukluk simgelerinden biri o kitaplar. Yaşları 9-12 arasında değişen dört velet maceradan maceraya koşar, her boka püsüre sazanlar(Katil Sazanlar?!), bir de utanmadan sıklımadan koca koca adamları madara ederlerdi. Uğursuz Kuşun Ötüşü, Saat 13 Kez Vurunca, Beyaz Goril o seriden hatırladığım birkaç kitap adı. Bir de "Ajan Köpek Bello Bond"u varmış bu yazarın. O Türkiye'de pek popüler değildi ama Cin Ali ve Ayşegül serilerinden sonra "Dört Kafadarlar" en fazla okunan seridir bence Türkiye'de çocuklar tarafından.