Ülkü Erakalın "Recep İvedikler, Cem Yılmazlar seyirciyi bozdu." demiş linkteki habere göre. Sinemaya gönül veren adamların hala böyle düşünmelerini anlayamıyorum. Geçen sene Rİ 2, A.R.O.G, Issız Adam müthiş gişeler yapmasa, bu sene 70 küsür Türk filmi nasıl vizyona girecekti, çok merak ediyorum. Dünyanın hiçbir yerinde 10 dakikalık tek plana sahip, metaforlarla bezenmiş sanat filmleri sinemalarda rağbet görmüyor. Zaten böyle filmlerin amacı popüler olmak değil, farklı ve özgün birşeyler üretebilmek. Çoğu gişe filminin tersi yani. Bu iki şey de birbirinin düşmanı gibi gözükse de destekleyen şeyler. "Halk böyle istiyor" mazeretinden ziyade sistemin işleyişi açısından gerekli olduğunu düşünüyorum. Gişe filmleri hem daha fazla seyircinin sinemayla tanışmasını sağlarken, hem de zor durumda olan sinema salonlarımız bayram ediyor. Bu sayede tüm sinema türlerinde ürünler artıyor. Eskiden biliyorsunuz televizyonda gösterilen Şaban filmleri için sürekli söylenirdi bu, şimdi Kemal Sunal'ın kıymeti bilnmeye başlanınca 'kült' adını aldı bu filmler şimdi.
"Sinemamız en kötü günlerini yaşıyor" da demiş açıklamada. Bence sinemamız en kötü günlerini çoktan yaşadı, şimdi güzel bir noktaya gitmek için bir ışık var. Bayağı bayağı filmler çekmeye, ödüller almaya başladık. Bir de sinemamızı yurt dışına bir marka olarak pazarlarsak, tamamdır.