Last Fm ve Myspace telif hakkı nedeniyle yasak, Youtube Atatürk'e hakaret videoları nedeniyle yasak, ateist siteleri yasak, blogger.com yasaktı her an yine yasaklanabilir, cinsel içerikli sitelerin hemen hepsi yasak, Justin Tv yasak; şu, bu, o, herşey yasak... RTÜK Telekomünikasyon Kurumu'ndan daha insaflı yemin ederim. Bu yasakların bazılarını tabii zorlamayla yapıor, mesela Lig Tv o kadar para verdiği ligin internetten rahatlıkla izlenmesine razı gelecek değil, MESAM gibi fason müzik dernekleri de Myspace yasaklanınca kaset satışları artacak sanıyorlar, bunun için de internet erişiminin kısıtlanması için davalar açıyorlar. Ama temelde yasakçı bir zihniyetin kontrolünde internette sörf yaptığımız bir gerçek. Ulan bir ara Facebook'taki Farmville yasaklandı, daha ne olsun.
Yöneticilerimizin de bu konularda pek bir duyarsız olduğunu söylemeye bile gerek yok. İlk youtube yasağında Binali Yıldırım " Burada para kazanıyorsa, vergisini verecek, kayıt olacak. Ben youtube'um, facebook'um bana kimse karışamaz diye birşey yok." mealinde bir açıklama yapmıştı. Sayın bakanımız büyük ihtimalle youtube'u Türkiye'de telefon kablosu üretmek için fabrika açan bir müteşebbis sandı, olabilir. Kayıtdışı ekonominin de bize verdiği zararları ayrıca gündeme getirmiş konuşmasında, o da güzel. Başbakanımız aynı yasakta "Ben girebiliyorum, siz de girin." diyerek, DNS ayarlarını değiştirme, ktunnel ve youtube jacker gibi opsiyonların hala bulunduğunu hatırlattı. Türkiye'de başbakan olmanın belki de en güzel yönü, başkası söylese suç olacak birşeyi rahatlıkla ifade edebilme özgürlüğü. Türkiye'de ifade özgürlüğünden bahsedebileceğimiz tek yer belki de. Koyulan her yasağın, onlara göre mantıklı, biz göre saçmasapan bir nedeni vardı. İnternette okuduğumuz, izlediğimiz bazı şeylerin bizi rahatsız etmesi doğal; ancak bunlara gözümüzü kapayıp, arkamızı dönünce bunlar yok olmuyor ki. Birkaç elemanın dangalaklığının cezasını milyonlar çekiyor, Hoş o milyonlarda başbakanımızın belirttiği gibi bir yolunu bulup yasaklı siteleri açabiliyor, o zaman bu çaba niye? Harıl harıl çalışıldığını göstermek falan mı?
İnternet dünyasında en aktif birkaç milletteniz. Bu yasak furyası başladığında gülüp geçiyorduk, artık tepki göstermeliyiz. İncir çekirdeği sebeplerle siteye ceza vereyim derken kullanıcıyı cezalandıran sistem kendisini sorgulayana dek biz onu sorgulamalıyız.
BKA 5 - Bienal
İstanbul bilmem kaçıncı bienali afişlerini görünce "Neydi bu ya?" diye merak ettim, sanatsal birşey olduğunu her türlü seziyorum da. TDK Sözlüğü'nde yılaşırı die çıktı anlamı, bu anlam tabii batı dillerindeki kelime anlamının çevirisi. İtalyanca'da 'her bir diğer yıl' anlamına geliyormuş. Genellikle iki yılda bir düzenlenen sanatsal ve kültürel faaliyetlere verilen admış.
Ek bilgi: Ülkemizde ilk defa 1987'de İstanbul'da bienal düzenlenmiş. Bu seneki 11. Uluslararası İstanbul Bienali'ne hazır devam ederken fırsatını bulursak gidelim, gitmeyenleri götürelim.
Ek bilgi: Ülkemizde ilk defa 1987'de İstanbul'da bienal düzenlenmiş. Bu seneki 11. Uluslararası İstanbul Bienali'ne hazır devam ederken fırsatını bulursak gidelim, gitmeyenleri götürelim.
Olmayınca Olmuyor
Real Madrid 3-2 Deportivo La Coruna (C.Ronaldo 90 dk., 1 gol)
Espanyol 0-3 Real Madrid (C.Ronaldo 25 dk., 1 gol)
Real Madrid 5-0 Xerez (C.Ronaldo 79 dk., 2 gol)
Villareal 0-2 Real Madrid (C.Ronaldo 90 dk., 1 gol)
Real Madrid 3-0 Tenerife (C.Ronaldo 79 dk.)
Sevilla 2-1 Real Madrid (C.Ronaldo 0 dk.)
Geldi, ligde ilk 4 haftada da gol atarak kulübün rekorunu kırdı, dakika aldığı her maçta takımı kazandı, dakika aldığı her maçta takımının kazanmasına katkıda bulundu. Oynamadığı ilk maçta ise o maça kadar puan dahi kaybetmeyen takımı mağlup oldu. Bambaşka futbolculardan biri olduğunu istemese de gösterdi yine.
Espanyol 0-3 Real Madrid (C.Ronaldo 25 dk., 1 gol)
Real Madrid 5-0 Xerez (C.Ronaldo 79 dk., 2 gol)
Villareal 0-2 Real Madrid (C.Ronaldo 90 dk., 1 gol)
Real Madrid 3-0 Tenerife (C.Ronaldo 79 dk.)
Sevilla 2-1 Real Madrid (C.Ronaldo 0 dk.)
Geldi, ligde ilk 4 haftada da gol atarak kulübün rekorunu kırdı, dakika aldığı her maçta takımı kazandı, dakika aldığı her maçta takımının kazanmasına katkıda bulundu. Oynamadığı ilk maçta ise o maça kadar puan dahi kaybetmeyen takımı mağlup oldu. Bambaşka futbolculardan biri olduğunu istemese de gösterdi yine.
Ben Sana İstifa Edemezsin Demedim
Sivasspor'un durumu geçen yıllara göre içler acısı malumunuz. 7 maçta 1 beraberlik 6 yenilgiye sahip olan Sivasspor'un hocası, Arsene Wenger'in en büyük rakibi Bülent Uygun (aka "Trubulance of the General") 2-0'lık Antalyaspor galibiyetinden sonra istifasını sunmuş basın mensupları karşısında. 7 hafta boyunca aklı başka bir boyuta kaçmıştı herhalde.
Bülent Uygun'a sırf Fenerbahçe'nin eski futbolcusu olduğu için uyuz olanlardan değilim, zira Fenerbahçeliyim; benim sebebim adamın insanımızın maalesef klasik sendromu olan şark kurnazlıkları ve ucuz kahraman olma sevdası ve bunları da bir kısım futbolu takip eden insanımıza yedirmeyi başarması. 7 haftada sadece 1 puan toplayarak sıçıp batırdığı bir sezonda alınan ilk galibiyetten sonra istifa şovu yapması da bu ucuz kahramanlık hastalığından kaynaklanıyor. Bir yandan bu adam bir daha kolay kolay iş bulamasın istiyorum, öte yandan televizyon programlarının müdavimi olup gündem yaratma potansiyelinden korkuyorum. Bence adam gibi davranmayı öğrenene kadar Tibet'te bir tapınağa yerleşsin, onun bozukluklarını ancak öyle bir mekan düzeltebilir. Uzun bir süre iş bulamazsa dünyanın en büyük sürprizi olmaz benim için.
Trabzonspor olası bir Hugo Broos'la yolların ayrılması durumunda Bülent Uygun'a teklif götürmez di mi? Götürmemeli, götürmesin ya...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)