Altyapıya Giresun Yeniyolspor'da başladığında günün birinde Nou Camp'ta galibiyeti getirecek golü atacağını umuyor muydu Gökdeniz? Pek ihtimal vermiyorum. Ama 20 Ekim 2009 akşamında takımı Rubin Kazan'ı 73. dakikada 2-1 öne geçirerek Barcelona'da 3 puanı kapmalarını sağladı. Trabzonsporlular'ın bana göre hiçbir zaman kıymetini tam anlamıyla bilmediği, yeteri kadar değer vermediği (Olağanüstü bir adam olduğu için söylemiyorum, sadece Trabzonspor'un en iyilerinden biriydi, oysa taraftarlar ona kambur gözüyle baktı hep son yıllarda) Gökdeniz'in ileride futbolla ilgili en özel anısı olacaktır dün akşamki maç. Ben de özetlerde golü izlerken acayip sevindim, ne yaparsın; tipik Şark insanıyız:)
Adam Barcelona'ya gol attı olum tabi sevincem!
Zaman: Yaftalamadan Düşünün - Görünmeyen Duvarlar...Önyargılarımız
Zaman gazetesininin geçen sene yayınlanan reklamı yukarıda, büyük ihtimalle hepiniz biliyorsunuz. İşlenen tema ve uygulaması çok başarılı bir reklam olduğunu söyleyebilirim, sadece gazete yanlış. Yaftalamaya bu kadar meraklı bir gazetenin "Yaftalamadan Düşünün" sloganı reklamın başarısına rağmen neresinden tutsan elinde kalan bir durum.
Bu reklam da Zaman'ın bu seneki reklam filmi. Hakikaten kendilerini aşmış adamlar; kimle çalışıyorlarsa tebrik etmek gerek. Görselliğin bu kadar kısa sürede bu kadar iyi kullanılması, temanın bu kadar iyi işlenmesi gibi konularda önceki reklamı bile sollamış Zaman. İlk defa Zaman'ı duyan birisinin bu reklamı ertesi gün koşarak gazete bayiinden bir adet Zaman gazetesi satın alması lazım, Allah'tan biz biliyoruz kendilerini, Ali Bulaç gibi derin dehalara sahip olduklarını; yoksa ben de abone olurdum valla, Fethullah Gülen evleri gibi 5'er 10'ar tane Zaman gelirdi belki de eve. Düşünüyorum da yaftalıyorum, merak etmeyin. Neyse asıl konumuzdan sapmayalım; geçen seneki reklam çok iyiydi, bu seneki reklam aşmış, Türkiye'nin bana göre gelmiş geçmiş en iyi reklamlarından biri. Zaman'ın sayfa düzeni falan da gayet iyidir. ödül bilem almıştı gavur ellerden.
Bir de bakış açıları reklamlarının onda biri kadar geniş olabilse, tadından yenmeyecek. Bu halleriyle benden sadece reklam kuşağında övgü alabilecek bir gazete olmaktan öteye gitmeleri mümkün değil.
Lüzumsuz Empati
Sadece bana mı oluyor bilmiyorum, tv'deki saçmasapan programlardan birinde saçmasapan bir konu tartışılırken bir taraf deliler gibi alkışlanıp öbür taraf öksüz bırakılınca, kendimi öbür adam/kadın için çok kötü hissediyorum. Sonra o az alkışlanan adam/kadın da öyle hissediyor olmalı ki, çoğunlukla herkese saldırıya geçen bir konumda yer alıyor. Bu olayın Siyaset Meydanı'ndan, Zuhal Topal'la İzdivaç'a kadar geniş bir portföyde vuku bulması iyice canımı sıkıyor. Sürekli her lafın deliler gibi alkışlandığı programlarda da Türk halkı için çok üzülüyourum. Fikrimizi savunmayı karşı taraftan her şekilde daha fazla ses çıkarma olarak gördüğümüzü bir kez daha anlayınca sebepsiz sıkıntılar çekiyorum, içim ekşiyor.
Mesela sırf bu yüzden Abbas Güçlü ile Genç Bakış programını izlemiyorum. Ne zaman izlesem bir hafta depresyondan çıkamıyorum. Bir hafta sonra da yenisi başlıyor zaten.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)