Müslüm Gürses ve Biz


Eskiden onu tu kaka gösteren tipler şimdi ne kadar benimsedi farkında mısınız? Müslüm Baba'nın pop ve rock şarkıları cover'laması bir anda jiletçi gençliğin simgesi olmaktan çıkardı, üniversiteli, cool gençlerimizin sevgilisi olmaya götürdü. Her zaman savunduğum birşey var ki, zaten hepsinin derinliklerinde su götürmez bir arabesk sevgisi vardı, sadece açığa çıkarmak için bir bahane arıyordular.

Beni tanıyan herkes bilmez ama benim en sevdiğim iki müzik türü metal ve arabesktir. Ayrıca ben Türkiye'de müthiş bir çoğunuluğun arabeski çok sevdiğini düşünüyorum. Ama geçmişten gelen ötekiye hayranlık ve arabeskin hayran kitlesi vs. bunu ifade etmelerine engel. Müzik kültürü çok küçük yaşlarda oluşmaya başlayan bir olgu; Türkiye'de çoğu insanın coğrafi(bkz: Türkiye'nin jeopolitik önemi falan filan), sosyal hayat ve kökenler sebebiyle kulakları arabeskle harmanlanmıştır. Hepsi arabesk değil belki ama doğu ezgileri diyelim. Bu yüzden ister minibüs şoförü, ister Ph.D sahibi olsun insanımızda sadece arabesk müziğe değil, arabesk kültürün tümüne eğilim vardır(Ondan başka bir yazıda detaylı bahsederim fırsat olursa). Türkiye'nin en çok ilgi gören rock grubunun Duman olması tesadüf olmasa gerek.

Eski konserlerinin hemen hemen tümünde kendini jiletleyen gençler bulmak mümkündü. Bu duruma verilen tepki kişiden kişiye değişir. Sonuçta bazı insanlar için müzik arka fon aracı, bazı insanlar için de duygu boşalmasıdır(benim için de öyle mesela). Ama buna tepki gösterip, Ceza'nın konserinde haykırarak küfrediyorsan, Şebnem Ferah'ın konserinde ağlıyorsan, Lamb of God konserinde ölüm duvarı yapıp karşındakine koşarak çarpıp yere seriliyorsan samimiyetsizsindir, çünkü senin için de müzik içindeki aşırılıkları ortaya çıkarmana yarayan bir olgudur.

Neyse efenim, bu sorunlar zaten bitti, artık gerine gerine Müslüm Baba diye bağırabilirsiniz; eskiden sevmezdiniz ama son kasetleri çok iyi abi...

Bir Telegol Klasiği

Fevkaladenin fevkindeki program Telegol, meşhur canlı yayın kazalarından birine daha bu sefer Ziya Şengül'le imzasını atmış. Ahmet Çakar'ın kelimeyi duyduğu andaki yüz ifadesine dikkat çekmek istiyorum.

Ahmet Çakar, Telegol, Flash Tv...Bunlar da olmasa cidden çekilmez bu diyarlar.

Vanessa Bryant



Karl Malone boşuna iş atmamış valla:) Yalnız üstündeki yazı biraz irrite ediciymiş, bir rapçi havası var kızımızda; zamanında Snoop Dogg'un klibinde oynamışlığı var zaten. Snoop için de Müslüman oluyor iddiaları var, bu iddialar doğruysa ve Cat Stevens'tan Yusuf İslam'a doğru bir dönüşüm yaşarsa bu göreceğim en absürd olaylardan birisi olur.

Nasıl Yani? -4-


Nasıl Yani?'miz über antrenör, aşmış insan Sivasspor teknik direktörü Bülent Uygun'dan bu sefer. Bülent Hoca buyurmuş:

http://www.spor3.com/news_detail.php?id=454187

Galatasaray’ın Fenerbahçe’ye 6-0, Beşiktaş’ın da Liverpool’a 8-0 yenildiği maçları hatırlatan Uygun, “Evet biz 5 yeriz, 7 yeriz ama 6 yemeyiz. Belki 7 yeriz, 9 yeriz ama 8 yemeyiz” dedi .


Ben de Fenerbahçe'liyim tamam da; bu kadar mı saçmalanır be kardeşim, bu kadar mı yalandan yalakalık yapılır? Fenerbahçe taraftarından sempati toplayacağını düşünüyor bu açıklamayla, acı olan şeyse bu görüşünde haksız olmaması. Hee böyle saçmalayıp Fener'in başına geçmeyi dşünüyorsa hayal bile etmesin. Galatasaray'a Beşiktaş'a laf atmak senin neyine, sen önce Liverpool karşısına çıkma şerefine eriş de; sonra bakalım 7-8-9'lar 17-18-19'a mı dönüşüyor?

"Generalin Türbülansı" muhabbeti de buraya güzel bir konu olabilirdi Bülent Hoca'dan. Ama incilerini bir dökmeye başlarsak bitmek bilmez. Neyse, son bir kuple alalım ondan bari.

http://www.ajansspor.com/futbol/superlig/h/20090129/wengere_meydan_okudu.html

Yurt dışında çalışan teknik direktörlerle, yerli teknik direktörleri de karşılaştıran Uygun, şöyle devam etti:
"Arsenal Teknik Direktörü Arsene Wenger, 1 milyar dolarlık takıma sahip olacak ve gelecek Sivasspor'u 3-0, 4-0 ya da 5-0 yendiği zaman dünyanın en büyük hocası olacak. Gelsin, Sivasspor ile beraber Arsenal'i 3-0, 5-0 yensin o zaman ben ona (dünyanın en büyük hocası) diyeyim. Buraya gelsinler, çalışsınlar da onları o zaman göreyim. Biz Türkler, dünyanın en iyileriyiz. Kalbimizde sevgi var, yeter ki en iyi olduğumuzu bilelim"

Dostum, neden biraz oturup soluklanmıyorsun?


Olmaz Herhalde


Bu sezonun ilk yarısında hayatımda gördüğüm en iyi futbolu oynayan Barça, kendi evindeki Espanyol ve bu haftaki Atletico Madrid yenilgilerinden sonra, ilk yarıda hayatımda gördüğüm en rezil Real Madrid'den sadece 4 puan önde. Tablonun bu noktaya gelmesi şaşırtıcı tabii, ilk yarı 3.lig takımına kupada elenen , kendi evinde sürekli hüsrana uğrayan Real Madrid'ken, Barcelona çoğu kuvvetli takımı 30 dakikada dörtlüyor ya da beşliyor, futbol oynamıyor şiir yazıyordu. Nou Camp'ta karşılaştıkları maçı hatırlıyorum da Real İstanbul'a gelmiş Anadolu takımı gibiydi sahada. Top rakipteyken yarı sahayı geçmeye korkan cinsten hem de... Peki şimdi ne oldu da işler tersine dönmeye başladı. Real Madrid haftalardır kazanıyor; Barça da kazansa bir işe yaramayacak ama Barça düşmeye başladı, şampiyonluk da riske girdi artık. Belki rehavet, belki Lionel Messi efsanesinin çok erken yaratılmış olması; ama bildiğim Barcelona buralardan şampiyonluk falan vermez adama. Yine de ilk yarıdaki yıkılmış Real Madrid'in iştahlanmaya başladığını sezmek zor değil.