Şahan Yılmaz - Arif İvedik

Cem Yılmaz Türkiye'de kendi alanında en çok zirvede duran isim olmalı. Yıllardır kalitesini koruması, anı yakalaması ve pırıltılı zekasından taviz vermemesi gerçekten takdire şayan. Şahan Gökbakar'ınsa televizyonda yaptıklarını hiç kimse yapmadı, adam gördüğü herkesle dalgasını öyle güzel geçti ki, bu sayede hayran kitlesi de çok hızlı bir şekilde büyüdü. Tabii o bu programlara devam etmek yerine kolaya kaçıp baymaya başlayan Recep İvedik serileri üretiyor. Çok daha kolay ve garanti para getirdiği kesin bu filmlerin ona.

Neyse , konu A.R.O.G ya da Recep İvedik kritiği değil, bu ikilinin birbirleriyle ve medyayla olan artık garipleşmeye başlamış ilişkileri. Dünyada hangi iki komedyen böyle saçmasapan bir rekabete tutuşur anlamıyorum. En ufak eleştiriye tahammülü olmayan, başarılarının arkalarında sağlam duramayan insanlar oldular. Birbirlerine destek olup duracakken laf çarpıp durmalar. Özellikle burada Cem Yılmaz'a değinmek istiyorum; Türkiye'nin belki de en başarılı insanı olarak hala bir memnuniyetsizlik, hala bir diğerlerini küçümseme çabası içine giriyor. Merak etmesin, izleyen insanlar onun yeteneğini, bilgisini, hazırcevaplılığını her zaman takdir ediyor. Vizyona giren filmi 3 tane sağlam gişe filmiyle(Osmanlı Cumhuriyeti, Muro, Issız Adam) yarıştı, buna rağmen 3.7 milyon seyirci izledi o filmi. Tamam çok harcama yapmış bu filme ama karşılığını da almış işte. 5 ya da 6 milyonluk bir seyirci mi bekliyordu anlamıyorum. Bir sinema filminin başarısı sadece daha fazla gişe hasılatı ya da seyirci rekoruyla mı ölçülür, bunu hiç anlamıyorum.

Şahan da cins hareketlerde, birinin bir filmi beğenmesi o kişinin kendi insiyatifindedir. Şu niye beğendi, bu niye beğenemedi diye tek tek eleştirmek yapılan işe gölge düşürür. Bu kadar fazla seyirci ilk filmden kendisi bile beklemiyordu bence. Kimsenin beklemediği bu durum ölçüsüz eleştirileri beraberinde getirse dahi Şahan'ın farklı karşılık vermesini isterdim şahsen. Bir de kız arkadaşları falan birbirine sataşıyor ya; bu komik değil, sadece gülünç duruma düşmek oluyor. Bakın iki filmle ilgili pozitif ya da negatif hiç bir yorum yapmadan yazdım bunları, göstermek istediğim bu ikilinin bu aralar hiçbir yoruma tahammülü olmayışı.

İkisini de canlandırdıkları karakterler ele mi geçiriyor ne?

Masumiyeti Kaybetmek

Masumiyet...İnsanın en korunmasız ve zayıf duygusu...

Kim çocuk kalmış ki ölene kadar? Biz kalacaktık...Hala tertemiz bakan kaldı mı hayata? Kiri pası üzerimizden akıyor yılların..Bizi çevreleyen tabularımız ve kurallarımız da masumiyeti koruyamadı mı?Oysa sonsuza kadar iyi olacağımızı söylemiştik kendimize...

Dünya döndükçe farkında olmadan biz de dönüyoruz. Çoğu zaman ruhları değişime uğrayan insanlar farkedemezler dönüştükleri başkalarını kendi bedenleri içinde. Zaman ve hayat baş edilmeyecek düşmanlardır. Geriye dönüp baktığında, bunca mücadele ve acının getirdikleri seni de onlardan biri yapmıştır.

Keşke kaybettikten sonra kazanabilseydik geri...