Galatasaray Yönetiminin Dayanılmaz Hafifliği


Maçtan sonra neredeyse 1 hafta geçmiş olmasına rağmen yazmadan edemedim. Yenilgiye mutlaka bir sorumlu bulunur Türkiye'de; Galatasaray için de öyle oldu, Hamburg maçının üstüne gelen Eskişehirspor yenilgisi ve Lincoln'ün Brezilya'ya kaçmasıyla birlikte zaten krize giren klüpte bir günah keçisi arayışı başladı çoktan. Sırasıyla yazalım bu günah keçilerini: Lincoln, Bülent Korkmaz, Hasan Şaş, De Sanctis(belki biraz da Ümit Karan). Şaşırdığım şey en önemli sorumlunun ne sorumluluğu sahiplenmesi ne de hocasını ya da oyuncularını korumaması.

Transfermarkt adında bir site var, bu sitede oyuncuların, kulüplerin değerleri, transfer haberleri vs. birçok detay var futbol hakkında. Oldukça güvenilir ve önemli bir site. Bu siteye göre Turkcell Süper Lig'de futbolcu bonservisi olarak en büyük değere sahip kulüp Galatasaray. 110.500.000 Euro değere sahip bir takım. Ardından Fenerbahçe 101 milyon Euro'yla geliyor. Ve bu Galatasaray'ın başkanı ve yöneticileri, çok kritik Hamburg deplasmanından önce güle oynaya Meira'nın satıldığını açıkladı. Bu keyfin sebebi 4 milyon Euro'ya alınan Fernando Meira'nın 2 milyon Euro karla satılmasıydı. Oysa Galatasaray'ın maç öncesi defansın ortasında ciddi sakatlıkları vardı, iyi de olsa kötü de olsa Meira'ya muhtaçtı Galatasaray. Bir de Emre Aşık o maçta kırmızı kart görünce iyice arap saçına dönen bu sorunu, Bülent Korkmaz'da ikinci kez Kewell'ı savunmanın göbeğinde oynatarak çözebileceği en kötü şekilde çözmeye çalışınca, üstelik hatasında ısrar edince UEFA Kupası hayalleri suya düştü. Yani 110 milyonluk takım 2 milyon kar yüzünden gümbütüye gitti. Bu kupadaki başarının uzun vadede getireceği karı görmeye yarayan vizyonları büyük ihtimalle yoktu ya da geçmiş yıllarda kaybetmişlerdi. Bülent'in de ciddi hataları takıma zarar verdi bu noktada, vermedi değil, ama Bülent aslanlara yem etmek için iyi bir adaydı zaten, Adnan Polat ve ekibinin işine gelen bir isim. Lincoln olaylarında adamı yalnız bıraktılar, Bülent de durumu çok kötü idare etti, bu gibi bir duruma teknik direktör olarak bakmaya alışık değil. Yönetimin bu yaptığı hamlelerin hepsi onların hedefinde UEFA falan olmadığını gösteren hamleler, öncelik klüp borçlarının ödenmesi, büyük bir kıyım gerekmekteydi sezon sonu, bunun için de uygun ortam hazırlandı işte.

Başarılarda coşup başarısızlıklarda -hem de kendi sorumluyken- üç maymunu oynayan insanlar tehlikeli insanlardır. Birkaç gün öncesinin büyük kaptanı, şimdi yetersiz hoca; birkaç hafta öncesinin starı şimdi hain, vefakar Hasan'ı şimdi şişko patates. Adnan Polat'sa hala büyük başkan. Ne diyelim, işin içinden sıyrılmasını biliyor bu adam. Bense Fenerbahçeli olarak her ne kadar erken geldiğini düşünsem de bu göreve Bülent Korkmaz'a üzülmeden edemiyorum. Adamın kucağına bir kriz hediye ettiler, kenara çekildiler. Şimdi Bülent'in ve Galatasaraylılar'ın sorunları var. Şampiyonluk da çok zorda. Ama en büyük sorumulular en az hasarla çıkacak.

1 yorum:

Kenny Constantine dedi ki...

İlginçtir ki kriz idare edebilmeyi başaran bir klüp bu sefer acayip bocaladı.

Polat konusunda ise liseliler gayet sevmiyor onu, eğer ki alternatif çıkarsa Polat'ın da ipi çekilecek. Zira stad konusunda Canaydın ve liseli tayfanın nefretini kazanmış durumda, hala kendi eseri gibi lanse etmekte.

Gs de Bülent Korkmaz tercihinin doğruluğu kadar, Bülent Korkmaz'ın doğruları da tartışılır oldu bu olaylar sonrasında.

Sonuçta kararları haklı çıkarabilecek tek şeye var ; zaman.